Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdulkadir Develi, Bayburt Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret etti. Memleketi Bayburt’ta bir takım ziyaretlerde bulunan Develi, ekonomiye yönelik açıklamalarda bulunarak, Bayburt’a dair görüşlerini paylaştı.
Son dönemde TRT ve diğer ulusal yayın organlarında ekonomi programlarındaki yorumları ile dikkat çeken Doç. Dr. Abdulkadir Develi, BGC ziyaretinde gazetecilerin ülke ekonomisi ve Bayburt’a dair sorduğu soruları cevapladı.
Ülke ekonomisini değerlendiren Develi, Türkiye’nin 100 yılının konuşulduğu bir ortamda Bayburt’un da 100 yılının konuşulması ve planlanması gerektiğini söyledi. Develi, “Çocuklarımıza, torunlarımıza nasıl bir Bayburt bırakacağız? Bunun planlamasını yapmamız lazım. Uzun vadeli projeleri konuşmamız lazım. Enerjimizi olumlu yönde harcamalıyız. Bu anlamda bizim koşturmamız lazım” dedi.
“Bayburt’un 100 yılının projelendirilmesi lazım” diyen Develi, Tarihi İpekyolu’nun önemine değindiği konuşmasında tarım ve sanayi hakkında da önemli açıklamalarda bulundu.
“İpek Yolu avantaja çevrilebilir”
“İpekyolu üzerindeyiz. Bayburt’tan Katar’a mermer ihracatı oldu, bu çok ümit verici bir şey. Şuan bize yakın en büyük pazar Ortadoğu ve Afrika, diğer yandan dünyanın en büyük ekonomisi Avrupa komşu bize. Tam köprü durumundayız. Rusya ile jeopolitik sorunlar yaşanıyor. Dolayısıyla bizim bu kadim toprakların önemi jeopolitik olarak arttı. Enerji merkezini burada kuralım, burada fiyatlansın diyoruz. Dolayısıyla Azerbaycan karayolu açılacak. Oradan Orta Asya Cumhuriyetleri’ne yol açılacak. İran’a ticaret ambargolarının kalkması için girişimler olacak. 1979’dan önce babamların tırları varmış, İran’a gidip gelirlermiş. Burası Tarihi İpek Yolu üzerinde, bu durum avantaja çevrilebilir.”
Tarım, hayvancılık ve sanayi
“Tarım ve hayvancılığı geleneksel usullerden kurtarıp, nitelikli hale getirmek lazım. İyi örneklere ihtiyacımız var. Arazi çok fazla, tarım teknik hale getirebilir. Geleneksel usullerle gitmiyor. Bayburt’un nitelikli ekibinin tarımla buluşması lazım. Sanayi ile ilgili antrenmanlı büyük firmalar var. Onların buradaki teşvik cazibesi ile buluşturmak lazım. Milli projelerin bir parçasını buraya çekebiliriz.”
Proje sunmanın önemi ve Teknokent
“İmkânlar çok, ülke büyüyor. Ülke katma değer üretiyor. Jeopolitik olarak Allah bize bir fırsat verdi. Bayburt hükümetten istediği desteği alıyor. Yeter ki bu gelen kaynak çok iyi bir şekilde değerlendirilsin. Hükümete proje götürüldüğünde bunlar desteklenir ve hayata geçer. Teknokent’in Bayburt’ta düşünülmesi lazım. Bayburt Üniversitesi Bayburt için büyük kazanım, kampüs olarak çok iyi bir durumda.”
Açıklamasında Türkiye ekonomisini dünya ekonomisi ile karşılaştıran Develi, ekonomide büyüme oranları, enflasyon, cari açık gibi konu başlıkları altında değerlendirmede bulundu.
“Türkiye’de iyi bir tablo var”
“Şuanda dünyada pandemi bitmiş. Pandemi döneminde 30 dolara düşen petrolün fiyatı, şuanda 90 dolar civarında. O dönemde bütün devletler piyasayı desteklediler. Pandemi bitince herkes bu desteği çekti. Hemen bunun peşine de Rusya Ukrayna savaşı başladı. O tam zıt politikalar bu defa faizleri yükseltmeye başladı. Şuanda da küresel açıdan ciddi bir daralma söz konusu. Avrupa, ABD’de büyüme oranları hem aşağı doğru ilerlerken, Türkiye ekonomisi ise yukarı doğru seyrediyor. Yüzde 5.5’luk bir büyüme var. Bu noktadan baktığımızda oldukça iyi bir durum söz konusu. Diğer taraftan da yüksek enflasyon artışı yapıyoruz. Bizim bünyemiz enflasyona dayanıklı. Ekonomide işler yürüyor. Bir taraftan yüksek faizle mücadele ederken, diğer taraftan da yüksek enflasyona insanları adapte etmek lazım. Gelir artırmak lazım. Bir takım politikalarla durumu dengelemek lazım. Enflasyon dolayısıyla zaman zaman zamlar veriliyor. Enflasyon devam edince verilen bu zamlar gücünü yitirebiliyor. Orta vadede ekonominin enflasyonu aşağı doğru geleceğini düşünüyorum. Diğer taraftan büyümenin devam ettiği, üretimin devam ettiği durum söz konusu. Bu Türkiye’nin diğer ekonomilerden pozitif olarak ayrıştığının bir göstergesidir. Diğer Dünya ülkelerine bakıldığında Türkiye’de iyi bir tablo var.”
İşsizlik
İşsizlik yüzde 9,6. Bu Batı’nın ortalamasının biraz üzerinde ama bizim genç nüfusumuz Batı’nın iki katı. O yüzden bizim yüksek faiz ihtiyacımız yok. Bizim paramızın reel ekonomiye, üretime enjekte edilmesi lazım. Merkez Bankası’nın selektif kredi politikasını destekliyorum. Çünkü diğer türlü talep şişiyor. Vatandaş kredi alarak ev alıyor, araba alıyor. Enflasyonu artırıyor. Sen bu parayı nereden kullanacaksın diye sorulmalı. Ticari kredilerde oran yüzde 28 oldu. Bu iyi bir şey. Sermayenin doğru bir şekilde kullanıldığı zaman onun ülkeye katma değeri fazla olacaktır. Biz buradan bunu anlıyoruz. İşsizliği yüzde 5’lere çekmemiz lazım.
Cari açık ve enerji yatırımları
“Bir diğeri de cari açık. Burada en büyük pay enerjiye ait. Karadeniz’deki enerjinin Türkiye’ye entegre edilmesi 30-40 yıllık enerji ihtiyacımızı karşılıyor. Bu durum aynı zamanda hem bizim enerji fiyatlarımızı düşürür, hem de 40 yıl boyunca dışarıya ödeyeceğimiz para olmaz. Dolar cinsinden ödenen para ülkede kaldığında dolar talebimiz azalacak. Dolar talebimizin azalması Türk lirasına olan baskıyı azaltacaktır. O paranın ülkede kalması, yatırıma dönüşmesi ayrı bir katma değer olacak. Cari açığın da kapanması ülkeye orta ve uzun vadede çok daha pozitif dönüş oluşturacaktır.”
Konut projesi
“Sosyal politika uygulamaları çok önemli. 500 bin konut projesini çok yerinde buluyorum. 1 milyon arsa üretilecek. 7-8 milyon liralık konut ve işyeri üretimi olacak. Burada gençlere de pozitif ayrımcılık var. Bu da iyi bir şey. Çünkü hayata başlayan bir genç hemen almış olduğu desteklerle işyeri, konut ve sermaye desteği ile yani çok daha rahat hayata başlayacaktır. Hem de bu girişimin önünü açacaktır. Konut fiyatlarını baskılayacaktır. Devletin kollayıcı yönü öne çıkıyor. Bir ihtiyaç var. 8 milyon başvuru var. Demek ki bu projenin ne kadar doğru olduğunu gösteriyor.”
“Ekonomide daraltıcı, sakinleştirici politikaya ihtiyacımız yok
“Yüksek faizle talebi düşürelim, talep düşünce de fiyatlar düşsün, enflasyon düşsün politikasını bu ülkede uygulayamazsınız. Almanya’nın nüfusu bizimle aynı ama genç nüfusumuz onların iki katı kadar. Bunlara iş lazım, istihdam şart. Dolayısıyla daraltıcı, sakinleştirici politikaya ihtiyacımız yok. Üretimi destekleyen politikalara ihtiyacımız var. Yüzde 7 ile esnafa destek veriyoruz, bu bir devlet desteğidir. Esnaf bunu gidip ticarette doğru kullanırsa, araba ve ev alıp fiyatları şişirmezse, reel üretim ve istihdam sağlarsa üretim artar ve işsizlik azalır. Bu noktadan olaya bakıyorum. Klasik ekonomik modellere olan inancımız yine teoride olabilir ama bizim dinamik modellere ihtiyacımız var. Bu ülkenin sermayesi doğru bir şekilde genç nüfusla buluşturulduğu takdirde üretim sağlanır. Girişimcilik teşviklerine yönelmek lazım.”
Develi’ye teşekkür eden Bayburt Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Murat Okutmuş, Bayburt basını ve cemiyet hakkında bilgi vererek, ziyaretlerinden ötürü Develi’ye teşekkür etti. Okutmuş, Bayburt için başlatılacak proje seferberliğine katkı sunmayı görev sayacaklarını ifade etti.
Develi’ye BGC ziyaretinde Bayburt Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Yakup Kahraman, Bayburt Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi Başkanı Halil İbrahim Yöney, Adalet Meslek Yüksekokulu Sekreteri Yunus Çil ve Özel İdare çalışanı Adem Kiki eşlik etti.